Önceki yazımızda
Başkent Edirne'nin düşüşünü kaleme almıştık. Bu talihsiz olay sonrası seçilmiş divan gitmiş yerine ONE destekli darbe divanı gelmiş bulunmaktadır. Edirne'de konuşlanan 5 ordu içinden Gangsta. komutasındaki ordudan seçilen ve aşağıdaki listede isimleri geçen [O.N.E.] - Ottoman Imperial Veterans ordusunun askerleri kaleyi zaptederek yönetimi ele geçirmişler ve ordu komutanı kaledeki görevine ek olarak belediye yönetimine de el koymuştur:

Edirne Darbe Divanı

Pasa (Sancak Beyi)
Quintuslibertius (Kadı)
Malhun.hatun
Turer
Gangsta. (Kazasker)
Kara.sovalye (Ticaret Nazırı)
Sahkulu (Ziraat Nazırı)
Tunabey (Maden Mütevellî)
Captainteach
Sasa28 (Yeniçeri Ağası)
Saovine (Savcı)
Cerit (Sözcü)

Darbe divanı Beylerbeyi Pasa yaptığı basın açıklamasında halkın aç ve perişan olduğu, Padişah Giantzeus'un Osmanlı'yı cebren ele geçirdiği, Osmanlı'nın sahipsiz kaldığı gibi akla ziyan ifadelerinin yanı sıra Osmanlı'yı hak ettiği (!) refah ve düzene kavuşturacaklarını iddia etmiştir. Ayrıca başta ONE oluşumu olmak üzere kendilerine muhalefet olan dahili düşmanlardan Osmanlı'yı temizleyeceklerini söyleyerek Osmanlı halkının tamamına hakaretvari bir cümle sarf etmiştir. Kendilerinin ONE güdümlü olmadığını savunmuş ve bir ONE maşası değil, onun bir bileşeni olarak herkesi, kalkınmak için kendilerine destek vermeye çağırmıştır. Açıklamanın en üzücü ve talihsiz yanı ise Yunanistan ve Bulgaristan'da kazandıkları zaferle "şanlı bayrağımızı dalgalandırdık" diyerek başta Türk bayrağı olmak üzere Türk milletine eşi benzeri görülmemiş bir hakarette nulunmuş, ordularındaki dalgalanan bayrağın Eflak mühürlü bir bayrak olduğunun farkına varamamış olmasıdır.

Osmanlı halkı adına Edirne Beylerbeyi'ne yaptığı açıklama sonrası kendinin şahsında Edirne divan sözcüsü Cerit'e sorarız:

1) Darbe divanının yaptığı ilk icraat, daha önce de aynı kişi Karesi Beylerbeyi iken yaptığı gibi (1), kendi destekçileri haricindeki herkese dava açmak oldu. Refahtan, huzurdan, kalkınmadan söz eden bir devlet adamının yapacağı türden bir davranış değil bu elbette. Sükunet, Osmanlı'nın neredeyse tamamını astırarak mı sağlanacaktı?

2) Kendileri Osmanlı'yı terk ettikten sonra belli ölçüde kendine yeten tüketim çarkı varken Osmanlı topraklarına getirdikleri fazladan 200 kişiyi doyurmak için bu çark nasıl dönecekti de iddia edilen kıtlık ortadan kalkacaktı? Bulgar ve Yunan vilayetlerindeki yağma edilen mallar Osmanlı'ya taşınarak mı sağlanacaktı bu? Yoksa sempati kazanmak için söylenilen içi boş bir laf mıydı?


3) Tüm iddia edilen refah, huzur, bolluk, ekonomik gelişim vaadleri Osmanlı İmparatorluğu'nun kapısına onlarca düzine askerle savaşı getirerek mi sağlanacaktı?

Sorularımıza cevap vermek için ajans muhabirimizle iletişime geçebilir ya da ajans merkezimize bir güvercin yollayabilirsiniz. Umarız ki sorularımıza vereceğiniz cevaplar vardır.